Şule Perinçek yazdı: ''Oyunun kaç olduğunu mu sayacağız? Yasalara mı bakacağız?'''

Şule Perinçek terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı HDP'ye ve HDP'nin kapatılmasına karşı çıkanlara tepkisine Aydınlık'taki köşesinde yer verdi.

Şule Perinçek yazdı: ''Oyunun kaç olduğunu mu sayacağız? Yasalara mı bakacağız?'''

ŞULE PERİNÇEK

Biden uçak merdivenlerinden çıkarken bile tökezleyip duruyor.

Ama bizim tayfalar çırpınıp duruyor.

HDP kapatılırsa can damarları kesilecek sanki.

Sanki önlerine konan eski metinleri okuyorlar hâlâ.

Sanki düğmelerine basılmış...

Hepsi seferber.

Ziyaretler yapılıyor.

Hepsi aynı cümlelerle konuşuyor. Programlarda önlerine hemen mesajlar geliyor. Onları aktarıyorlar.

Erken seçim diye tutturdular.

Oy mu istiyorlar?

İsteseler, hadi vatandaşı dinlemiyorlar diyelim, o çok sevdikleri anketler de bas bas bağırıyor.

Kapatın şu HDP'yi!

Ama bizim yazar sayıklıyor.

HDP kapatılırsa demezler miymiş ki, ey AKP yollarınız ayrılana kadar sen birlikte hareket ettin. Sadece HDP'yi mi sorumlu tutacaksınız.

Onun için kapatma. Ucu sana da dokunur, diyor.

Unutma diye fitneci parmağını sallıyor. İktidar partisiyken “askeri vesayet” senin de partini kapatmak istedi.

Tehdide bakıp hizaya girilecek sanıyor.Yürü, terörün üstüne daha iyi öyle yürünmez böyle yürünür diyeceğine. Elini kolunu tutmaya çalışıyor.

Peki, terör??

Vatandaşın sorunu terör değilmiş.

Gerilim yokmuş.

Bu üst kademede gündem oluşturan bir konuymuş.

Belki de HDP'ye oy vermiş Diyarbakır anası iddianameyi yazıyor.

“Yalnızca adını değil. Kendisini temelli kapatın.”

“HDP kapatılırsa Kandile giden yollar da kapatılır” diyor.

Hepsi şair gibi konuşuyor. Ezber değil. Telefondan mesaj da okumuyor. Yüreklerinin sesi.

Gerçek siyasetçiler. Gerçeğe dayanan siyaset.

“Kollarını kırdık biz bacaklarını da kıracağız.”

“Sevinçten yemek yiyemedim duyunca.”

“Bu zafer bizim olacak.”

“Tamamiyle istemiyoruz.”

“Türk demediler Kürt demediler ciğerlerimizi söktüler.”

“Tek çocuk olana kadar bu çadırdan kalkmayacağım.”

“Ocaklarımızı dağıttılar.”

“Biz dimdirek ayaktayız.”

Terörün ayakları bacakları kesilecek. Kafası ezilecek ki terör bitsin.

Vatandaşım bunu o çadırdan görüyor.

Siz hiç gitmediniz ki göresiniz.

Tayfalar gözleri milli, boşa kürek çekiyor.

Kafası eziliyor terörün. Askerimiz aman vermiyor.

Hiç şehitlerimizden söz etmeyin. Boşuna mı canlarını veriyorlar.

Terörü hendeklere gömdüler, sınır dışından gelen desteklerine karşı bir yandan mücadele veriyorlar, kökünü kazıyorlar, İHA'larıyla, SIHA'larıyla, canlarıyla.

Öyle yeniden kök salsın diye birlikte ağaç dikmiyorlar.

Onların kökleri sağlam.

Artlarında analar, babalar, eşler, evlatlar bırakıyorlar.

Ki onlar bombaların hedefi olmasın, kaldırımlarda yürürken canlarından olmasın.

Bebecikler ziyarete gittiğinde babalarına kavuşsun diye.

HDP kapatılacak.

Tekrar açılabilir mi?

6 milyon oy alabilir mi?

Çok yazdık o oyları nasıl aldığını.

Diyarbakır anaları da HDP’ye oy veriyordu unutmayın.

Artık Bor’da pazar bile kurabilecek güçleri yok.

Niğde hayal.

Güvendikleri dağlar yok artık. Merdiven bile çıkamıyor.

Terör suç mu? Suç!

Parti bunun odağı olmuş.

Kılavuz bile gerekmiyor.

Çıplak gözler, yürekler bile bunu görüyor, haykırıyor.

İddianame düzenlenmiş. Kanıtlar sıralanmış.

Yasalara göre karar verilecek.

Oyunun kaç olduğunu mu sayacağız; yasaları, iddianameyi, kanıtları bir yana bırakıp…

Karar siyasi diyorsunuz.

Bu ne??

Koskoca muhalefet Partisi CHP’nin terörle mücadele konusunda getirdiği “fikire” bakın:

Neden bugün açıklandı?

MHP’nin kurultayı var… hımmm… buldum, ondan!

E eee…

Şimdi televizyon ekranında bir milletvekili HDP’nin kapatılması suni gündemdir diyor.

TERÖR YOLLARI KESMİŞ

Nerede yaşıyorsunuz?

Türkiye’de neredeyse her eve bir evlat ateşi düştü.

Bölgedeki Kürt köylüm hayvanını otlatamıyor, tarlasını ekemiyor, fabrikasını kuramıyor, çocuğunu okutamıyor.

Terör yolları kesmiş.

Terör öğretmenini öldürüyor.

Terör yollara bomba döşüyor.

Terörü nasıl önleyeceksiniz?

Hendeklere gömdü Mehmetçiğimiz.

Diyarbakırlı analar biliyor.

Yetmez diyor, kökünü kazımak lazım.

KAPANSIN KANDİLE GİDEN YOLLAR

Kapatın HDP’yi Kandil’e giden yollar da kapanır diyor.

Hem de yalnızca adını değil tamamını, kökünden yok edin diyor.

Gerçek Kürt benim diyor.

Oy sahibi benim diyor.

O ses İstanbul’dan da, İzmir’den de, Berlin’den de yükseliyor.

Sizin derdiniz seçim meçim değil.

“Suni” iktidar! Arkanızdan itekleyecekler de tırmanacaksınız sanıyorsunuz.

Baksanıza sizin kaptan uçağın merdivenlerini bile çıkamıyor, tökezleyip duruyor.

Çünkü o da artık “suni”!

İşte size gerçek gündem.

Kendinize gelin.

Çıkın o çamur batağından.

Doğalgaz ve Zonguldak’ta istihdam

TBMM KİT Komisyonu'nda TPAO'nun hesapları görüşülürken konuşan TPAO Genel Müdürü Melih Han Bilgin, Karadeniz gazında 2023’te hedefin 10 milyon metreküp gaz olduğunu belirtti. Bunun için 10 kuyu açılacak. 10 tane kuyu adım adım planlanmış, aşama aşama devam ediyormuş. Yapılan sondajların arkasından kuyu tamamlama ve kuyu testleri evreleri de planlanmış.

Türkiye için enerji önemli. Çünkü üretecek. İstiklal ve istikbal için.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar ise bu bağlamda anlamlı bir bilgi aktardı. Yurt dışından bir şirket Bakanlığı üç gün önce ziyarete gelmiş. Bu şirket, Akdeniz'deki operasyonumuzda ilk kuyudan sonra bizi ilk terk eden şirketmiş.

Bayraktar’a “Biz aslında buralardan isteyerek ayrılmadık” diyorlar.

Başkentlerinden gelen telefonlar üzerine çekilmişler.

Hesap “bu servis şirketleri de buradan çekilirse Türkiye’nin bu işlerden vazgeçer" …

“Millî gemilerimiz olması stratejisinin, aslında böyle bir bakış açısı vardı; bunun da haklı olduğunu görüyoruz" diye ekliyor Bakan Yardımcısı.

Doğalgazı Zonguldak da bekliyor. Oradan, Filyos limanından karaya çıkacak.

Doğalgaz borularının hazırlanması, döşenmesi, yine sondaj çalışmalarında 2 binin üzerinde kişi çalışmaya başlayacak. Orada bir istihdam oluşacak.

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, “Bunlar biraz teknik kişiler çoğunlukla ama iki bin kişinin Zonguldak'tan yiyor, içiyor olması harcamasının bir kısmını Zonguldak'a bırakıyor olması önemlidir” diyor. Doğalgaz çevrim santrali de burada yapılacak, dağıtıma buradan gidecek. Bu da hesaplandığında 12 bin kişinin çalışacağı beklentisi var.

Bu ne demek? Esnaf kazanacak, ticaret canlanacak, çevre illerden tarım ve gıda üretimi harekete geçecek… Yatırım, istihdam derken ekonominin çarkları gıcır gıcır dönmeye başlayacak…

Bağımsızlığımız taçlanacak.

ABD’de yükselen yeni ırkçılık

Biden tayfasına duyurulur

16 Mart gecesi Atlanta’da Asyalıların çalıştırdığı spa merkezlerini hedef alan bir dizi terörist saldırı oldu. Altısı Asyalı kadın, sekiz kişi öldürüldü. Çok sözü edilmiyor, bizim basında da haberi olmuyor ama ABD’de yükselen yeni bir ırkçılık dalgası var. Geçen yıl çok büyük oranda arttı. BM raporuna göre 2020’nin Mart ayından Mayıs ayına kadar, yani sekiz aylık dönemde Asyalı Amerikalılara karşı 1800’den fazla ırkçı olay saptanmış. Hedef de daha çok yaşlılar ve savunmasızlar. Kamu hizmetlerine erişimden, tacize, fiziksel saldırıya, cinayete kadar her türlü eylem var.

Bu saldırı ve cinayetlerin görünürde bir nedeni de olmayabiliyor genellikle.

Dil sorunu nedeniyle ölesiye dövülen de var, güvenlik polisi tarafından suçsuz yere itilip kakılarak, dişleri ve burnu kırılıncaya, beyin sarsıntısı geçirene kadar dövülerek nedensiz yere uçaktan indirilen doktor da var. Bunlar şimdiye kadar alışık olunan görüntüler. 1942’ye kadar Çinlileri dışlayan bir yasa yürürlükteydi bilindiği gibi. Tarihten gelme ucuz işgücü kapsamında kullanılan bir ayrımcılık hep yaşanıyor.

Ancak son bir yıldır farklı bir tırmanış var.

KENDİLİĞİNDEN DEĞİL

ABD kamuoyunda da tartışılıyor. Kimi basını göreve çağırıyor, kimi daha çok polisiye önlemler öneriyor, nedeni konusunda yorumlar ise tahmin edilebileceği gibi siyahlarla aralarına nifak sokmak üzere. Oysa son dönemde birlikte hareket etme eğilimi güçleniyor.

Sosyalizm ve Özgürlük Partisi’nin yayın organında çıkan bir yazıda bu saldırıların kendiliğinden olmadığı, kışkırtıcılarının zaten savaş çığırtkanlığı yapan ABD basını, kitle iletişim araçları ve siyasetçileri olduğu söyleniyor. “Pentagon savaş makinesinin” Çin karşıtı propagandasının bir ürünüdür yorumu yapılıyor. Var olan ırkçı yönlendirmelere bir de bu her milletten Asyalılara karşı yoğun bir nefret kampanyası yürütülüyor. Yıllarca “sarı tehlikeye” karşı propagandayla beslenen ABD’liler için pek de zor olmuyor. Şimdi de neredeyse her gün basında yer alan “Çin seni hasta etti”, “Çin seni gözetliyor” söylemleriyle karşı karşıya.

Bütün çekik gözlüler hedef alınıyor.

Esas hedef gözden kaçırılıyor.

ÇOK KUTUPLU DÜNYAYA KARŞI

Biden’ın alkışlarla karşılanan Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı ve Asyalı Amerikalılara Karşı Hoşgörüsüzlüğü Kınama ve Mücadele Bildirisi’nin de ana fikri olayları önlemek değil, suçu bir biçimde Trump’ın üzerine yüklemek. Salgının başında Trump’ın da bunu hak edecek bir dizi söylemi oldu kuşkusuz. Ama Biden yönetimi yeni dış politikası ırkçı şiddetin önünü açıyor ve teşvik ediyor. Dergi, ırkçılığın temelinde emperyalizmin olduğu görüşünde. Bunun yalnızca Çin’e karşı değil, bütün Asya’ya, Batı Asya’yı da hedef aldığını çünkü ABD’nin çok kutuplu bir dünyaya tahammülü olmadığını söylüyor.

Biz bunlara yabancı mıyız?

Biden tayfasının hayran olduğu ABD demokrasisinin hası Türk Devrimiyle yetişmiş bizim milletimizde var.

Hatırlayacaksınız. Benzerini yapmaya kalkıştılar tutmadı.

Şimdi ayrılıkçı Uygur teröristlerini sürüyorlar.

O da tutmayacak.

# abd # Perinçek # kandil # hdp # hdp kapatılsın # zonguldak # Biden # pkk hdp # şule perinçek # HDP Kandil # HDPnin kapatılması # PKKnın siyasi uzantısı HDP # Biden yönetimi # aydınlık gazetesi yazarı # PKK Kandil