ABD askerine kalkan olanlar HDP'ye oy istiyor

“Deniz Gezmiş ve Sinan Cemgil’in HDP ile ne alakası var? Onlar bağımsız Türkiye için hayatlarını verdiler. Bugün Biji Obama diyenler Deniz Gezmişlerin kemiklerini sızlatırlar...”

Bu isyan, Devrimci Öğrenci Birliği’nin (DÖB) kurucularından, Deniz’in en yakınındaki arkadaşlarından biri olan Kabil Kocatürk’ün isyanı... Anlattığı dönemde Deniz Gezmiş DÖB Başkanı... Kurucular arasında Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Zülkadiroğlu, Mustafa Lütfü Kıyıcı da var.

‘6. FİLOYU DENİZE DÖKME’ DEMİŞLERDİ

İşte Kocatürk’ün anlatımıyla o gün yaşananlar: Amerikan 6. Filosu 1968 yazında Boğaziçi’ne demir atar. Devrimci gençlik tüm gövdesiyle gösteriye hazırlanmaktadır. İTÜ, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi ve İstanbul’daki tüm fakülteler eylem ve yürüyüşlerle ABD askerini protesto edeceklerdir. Harun Karadeniz ve Talebe Birliği Başkanları, yumruklarını sıkarak “Geldikleri gibi gidecekler” sloganıyla kendi okullarında protesto eylemleri yapmaktadır.

Devrimci öğrenciler ellerinde kırmızı boyalarla gittikleri her yerde Amerikalı askerleri gördükçe üstlerine kırmızı boyalar atarak “Sizi istemiyoruz” diye bir tür eylem geliştirmişlerdir.

O gün, toplu protestoların olacağı 18 Temmuz 1968 günü, sabaha karşı polis İTÜ Gümüşsuyu’ndaki öğrenci yurduna polis baskın düzenler. Öğrenciler o saatlerde direniş için pankart hazırlamaktadırlar. Polisle öğrenciler arasında arbede çıkar, 6. Filo’ya karşı ilk direniş şehidi olacak olan Vedat Demircioğlu, polis saldırısında yurdun 3. katından aşağı atılır. Vedat, arkadaşları tarafından hastaneye götürülmek üzere bina dışına taşınırken yol boyunca sanki kanlı bir tekerlek geçmişçesine iz bırakır. Vedat kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeder. Haberi duyan devrimciler, yurtseverler, yazarlar, aydınlar, bazı TİP yöneticileri İTÜ’ye koşar. Öğrenciler, devrimciler, aydınlar öfkelidir. Hep birlikte Taksim’e yürüyüşe geçerler. Vedat Demircioğlu’nun resimleri ellerde, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi”, “Yankee go home” sloganları dillerdedir. İlk durak Taksim Meydanı’dır. Orada Hasan Yalçın ve Harun Karadeniz, 30 binin üzerinde biriken kitleye hitap eder.

Bir grup ellerinde megafonlarla “Eylem bitmiştir, provokasyona gelmeyelim, dağılıyoruz” diye anons yaparken en önde Deniz Gezmiş, “Dağılmıyoruz” diye haykırır. Öğrencilere bu çağrıyı yaparken “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa, Askerin, milletin, bayrağınla çok yaşa” marşıyla öğrenci kitlesini toplar. Marşın ardından ikincisi gelir: Bu meydanda cengimiz var / Er olan meydana gelsin / Yankilere hıncımız var / Devrimciler safa gelsin, dizeleri yükselir.

Deniz, “Dağılmıyoruz! Yürüyüş devam edecek!” diyerek kol kola bir yürüyüş sırası kurar.

Kitle yürüyüşe geçer.

BARİKATTAKİ HDP’LİLER

Deniz Gezmiş kitlenin 5-6 metre önünde tek başına yürüyordur. Kalabalık ilk başlarda 2-3 bin kişiydi. Kalan kitle dağılmamış, kararsızdır. Meydandan Gümüşsuyu’na doğru inerken kalabalık 5 bini bulmuştu. Marşlarla İTÜ önüne geldiklerinde karşılarında bir barikat bulurlar. Barikatta bugünkü HDP çevrelerinin Deniz Gezmiş’in arkadaşı, yoldaşı diye sarıldığı Veysi Sarısözen (Özgür Gündem’de köşe yazarı), Masis Kürkçügil (Bugünkü HDP sözcüsü), Nabi Yağcı (TKP’nin ilk legal başkanı, HDP savunucusu) tanıdık isimler de vardır. Gümüşsuyu’nda kol kola girmişler, ellerinde megafonla “Provokasyon olur, dağılıyoruz, aşağıya inmeyin” anonsunu yapmaktadırlar.

İki grup karşı karşıya gelir. Taksim’den gelen grup, barikata karşı, en önde Deniz Gezmiş haykırır: Yıkın bu barikatı! Yürüyüş devam eder, barikat çil yavrusu gibi dağılır. Bu kez binlerce öğreci koşar adımlarla aşağıya yürüyüşe geçer. Tam o sırada 6. Filo’nun erleri kıyıya çıkmış, Taksim’e doğru yüzlerce asker ilerlemektedir. Bu kez devrimci öğrencilerle Amerikan askerleri yüz yüze gelirler. Yankee go home! Amerikalı askerler kaçmaya başlar. Kıyıda buldukları filodan onları getiren motorlara kendilerini denize atar. Devrimcilerden bazıları da peşlerine takılıp buldukları Amerikalı denizciyi suya batırıp batırıp çıkarmaya başlar. Sahilden “Kahrolsun Amerika! Yankee go home!” sesleri yükselmektedir.

O sırada polis geri çekilmiştir, kıyıda sadece Mehmetçik ve gençler vardır. Asker, öğrencilere hiçbir şekilde müdahale etmez, sadece “Sakin olun” der.

Füsun İkikardeş/Aydınlık