Rusya-Ukrayna Görüşmelerinde Yeni Aşama: Türkiye’nin Barış Diplomasisi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Moskova ve Kiev temasları, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşının barışçıl çözümüne yönelik diplomatik hamlelerini yeni bir aşamaya taşıdı. Ceren Ceviz yazdı...

Ceren Ceviz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin yeni bir aşamasını ele almak üzere Ukrayna’ya bir ziyaret gerçekleştirme niyetini kamuoyuna duyurdu. Bu yeni aşama, 27-28 Mayıs 2025 tarihinde Türk Dışişleri Bakanı’nın Moskova’ya gerçekleştirdiği ziyaretten sonra, Rusya tarafından gündeme getirildi. Sayın Fidan’ın, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov başta olmak üzere çeşitli üst düzey yetkililerle gerçekleştirdiği kapsamlı görüşmelerde, Türkiye ile Rusya’nın Orta Doğu politikaları öncelikli olmakla birlikte, Ukrayna krizinin barışçıl çözümüne ilişkin konular da ele alındı.
Moskova’daki Temasların Önemi
Söz konusu temaslar, yapıcı ve dost bir havada gerçekleşmiş olup, Türkiye’nin Rusya’ya verdiği stratejik önemin açık bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir. Hakan Fidan’a yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre, görüşmelerde Avrupa Birliği ülkelerinin müzakere süreci üzerindeki olumsuz etkileri gündeme gelmiş, aynı zamanda bir sonraki müzakere turunun olası tarihi üzerinde durulmuştur.
Kiev’de Yapılan Görüşmeler
29–30 Mayıs tarihlerinde Kiev’i ziyaret eden Hakan Fidan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Başbakan Denis Şmıgal, Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcıları Andriy Sıbiga, Andriy Yermak ve Rustem Umerov ile temaslarda bulunmuştur. Görüşmelerin ana eksenini, Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı bir barışın tesisi amacıyla yürütülen girişimler oluşturmuştur.
Türkiye’nin Stratejik Güvenlik Öncelikleri
Türkiye’nin kritik çıkarları, bölgede kalıcı barışın sağlanması ve güvenliğin temin edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durum özellikle Karadeniz özelinde büyük bir önem arz etmektedir. Savaş süresince enerji hatlarına yönelik çeşitli sabotaj girişimleri yaşanmış; bu tür eylemler, Türkiye’nin enerji güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmiştir. Paradoksal bir şekilde, Ukrayna NATO üyeliğine güçlü şekilde yönelirken, ittifakın mevcut üyelerinden biri olan Türkiye açısından tehdit oluşturan adımlar atmıştır. Bu bağlamda, enerji hatlarına yönelik saldırılar gibi eylemler sadece bölgesel güvenliği değil, Türkiye’nin stratejik çıkarlarını da riske atmaktadır. Bu nedenle hem ABD hem de Türkiye için Ukrayna krizinin barışçıl çözümü öncelikli bir gündem maddesi olmaya devam etmektedir.
Batı Etkisi ve Ukrayna’nın Tutumu
Maalesef, Kiev yönetimi, başta Fransa ve İngiltere olmak üzere bazı Avrupa güçlerinin yönlendirmelerine fazlasıyla açık bir tutum sergilemektedir. Bu durum, Ukrayna'nın resmi iletişim stratejisinin, Rusya üzerindeki baskıyı artırma yönünde şekillenmesine neden olmaktadır. Ancak Kiev’in bu yaklaşımı, yeni başlamış olan barış müzakerelerini sekteye uğratma ve sahadaki kayıpların daha da artmasına yol açma riski taşımaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Liderliğinde Barışa Doğru
Türk hükümetinin aktif diplomatik katkılarıyla Türkiye, bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir. Bütün engellere rağmen, Ankara’nın yapıcı girişimleri sayesinde Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı bir barışın tesis edilmesi yönündeki umutlarımızı korumaktayız.