Türkiye’deki iş yeri kültürü ve fazla mesai beklentileri
Türkiye’deki iş piyasaları küresel dinamiklerden etkilenerek gelişmeye ve dönüşüm geçirmeye devam ediyor. Çalışanlar mevcut haklarının genişletilmesini arzularken, iş verenler ise verimliliği artıran uygulamaları hayata geçirmeye çalışıyor.
Türkiye’deki iş piyasaları küresel dinamiklerden etkilenerek gelişmeye ve dönüşüm geçirmeye devam ediyor. Çalışanlar mevcut haklarının genişletilmesini arzularken, iş verenler ise verimliliği artıran uygulamaları hayata geçirmeye çalışıyor. Nitekim ülkemizde hizmet veren birçok çalışan, fazla mesai sebebiyle ciddi bir iş yükü altında bulunduklarını ifade ediyor. www.CVwizard.com platformu tarafından yapılan araştırma doğrultusunda, tam zamanlı olarak çalışan bireylerin neredeyse yarısının yeni bir iş aradığı görülüyor. Bu yaklaşımın temel sebepleri içerisinde mevcut iş tanımının dışına çıkmak zorunda kalınması ve huzursuz bir çalışma ortamında bulunulması yer alıyor.
ÜLKEMİZDE ÜCRETSİZ FAZLA MESAİ NE KADAR YAYGIN?
Fazla mesai gerektiren çalışma koşulları iş piyasalarında görev alan bireyler için ekstra bir yük oluşturuyor. Geleneksel iş anlayışı doğrultusunda bu durum alışılmış koşullar olarak nitelendiriliyor. Ayrıca mesai saatleri dışında performans gösterilmesi durumu, iş verenler tarafından profesyonellik ve özveri gibi kavramlarla birlikte ele alınıyor.
Diğer çalışanların ücretsiz bir şekilde mesaiye kalması ve bu durumdan şikayetçi olmaması, ekstra mesai yapmak istemeyen çalışanları ayrıştıran bir ortamın oluşmasını sağlıyor. Ekonomik kaygılar ve işsiz kalma endişesi, genellikle çalışanları mevcut ortama ayak uydurmaya zorluyor.
İş ilanlarında belirtilen çalışma saatlerine ve resmi iş tanımlarına uyulmaması sonucunda birçok çalışan, iş verenlerin beklentilerini karşılamak adına fazladan çaba sarf etmek zorunda kaldığını belirtiyor. Oluşan bu iş yükü doğrultusunda çalışanlar fiziksel ve psikolojik bir baskı ile karşılaşıyor.
Dolayısıyla çalışanların mesleki tatmin duygusu ortadan kayboluyor ve tükenmişlik sendromu ile birlikte kronik stres sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda artış görülüyor. Çalışanların yorumları doğrultusunda ücretsiz mesai uygulamasını izleyen kuruluş sayısının oldukça fazla olduğu anlaşılıyor.
HANGİ SEKTÖRLERDE DAHA ÇOK MESAİ YAPILIYOR?
Ülkemizde birçok sektörde fazla mesai yapılması söz konusu olsa da çeşitli sektörlerde çalışanların ekstra performans göstermesi daha çok bekleniyor. Teknoloji, finans ve hizmet sektörleri fazla mesai gerektiren çalışma alanları içerisinde bulunuyor. Özellikle teknoloji alanında yeni girişim yapan şirketlerin her an ulaşılabilir bir yapıya sahip olmasının hedeflenmesi sebebiyle, çalışanların ekstra performans göstermeye elverişli olması isteniyor.
Finans sektörü içerisinde hizmet veren kurum, şirket ve kuruluşlarda ise geleneksel çalışma anlayışı benimseniyor. Bu kapsamda piyasalar içerisindeki rekabetçi koşullar, hedef baskıları ve iş yükü yoğunluğu, çalışanları fazla mesai yapmaya zorlayarak motivasyon seviyesinin düşmesine sebep oluyor.
Özellikle hizmet sektörlerinde çalışan bireyler ilgili hizmetlerden faydalanan misafirleri memnun edebilmek için fazla mesai yapmak zorunda kalıyor. Örneğin bir restoranda hizmet veren çalışanlar, son masadaki müşteri kalkmadan iş yerinden ayrılamıyor. Ayrıca sağlık ve güvenlik gibi kamu sektörlerinde ise çalışanların belirli zaman aralıklarında daha fazla mesai yapması gerekebiliyor.
ÇALIŞANLAR ÜCRETSİZ FAZLA MESAİ YAKLAŞIMINA NASIL BİR TEPKİ GÖSTERİYOR?
Genellikle Türkiye iş piyasalarındaki çalışanlar iş sözleşmeleri içerisinde belirtilmeyen ekstra çalışmaları normal bir durum olarak karşılama eğilimi gösteriyor. İşten kovulma endişesi, performansı düşük olarak değerlendirilme kaygısı, terfi alma arzusu veya ekip ruhuna uyumlu olma baskısı gibi unsurlar sonucunda, bireyler bu düzene uyum sağlamak zorunda kalıyor.
Ancak bu durumun oluşturduğu sonuçlardan rahatsız olduğunu dile getiren çalışan sayısının son yıllarda artış gösterdiği görülüyor. Özellikle genç çalışanlar iş ve yaşam dengesini ön planda tutarak ücretsiz veya ücretli zorunlu mesai çalışma koşullarına karşı radikal bir yaklaşım sergiliyor. Bu kapsamda genç çalışanlar tarafından ücretsiz mesai anlayışının kabul edilemez bir yaklaşım olduğu ifade ediliyor.
HAFTADA 4 GÜN ÇALIŞMA MODELİ
Küresel iş piyasalarında giderek yaygınlaşan haftada 4 gün çalışma modeli, Türkiye iş piyasalarındaki güncel konular arasında bulunuyor. Özellikle pandemi dönemi ile birlikte serbest çalışma düzenine geçiş yapan çalışanlar, daha kısa ve verimli çalışma düzenine karşı sıcak bir bakış açısı geliştirdiklerini belirtiyor. Ayrıca çalışanlar haftada 4 günlük çalışma modelinin iş motivasyonunu yükselteceğini ve verimliliği artıracağını ifade ediyor.
Fakat genellikle kurum, kuruluş ve şirketlerin yönetici pozisyonunda görev alan bireyler, haftalık 4 gün çalışma sistemine karşı temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Türkiye iş piyasalarında ön plana çıkan üretkenlik kavramı, görünür çalışma anlayışı ile birlikte ele alınıyor. Çalışma gün sayısının azalması ise bu yaklaşım doğrultusunda verimliliği düşürebilecek bir faktör olarak yorumlanıyor.
Nitekim yurt dışındaki pilot bölgelerde uygulanan haftada 4 gün çalışma modeli ile birlikte üretkenlik seviyesinin yükseldiği somut olarak görülüyor. Bazı ülkelerde ise 4 gün çalışma seçeneği çalışanların kişisel tercihlerine bırakılıyor. Örneğin Belçika’da yasalarla desteklenen haftada 4 gün çalışma modeli, çalışanların haftalık mesai saatlerini 4 gün içerisinde doldurma seçeneğine sahip olmasını sağlıyor.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE TÜRKİYE İŞ PİYASALARI NASIL DEĞİŞEBİLİR?
Türkiye iş piyasalarının güncel eğilimleri doğrultusunda ücretsiz mesai anlayışının değişeceği ve haftalık 4 gün çalışma modelinin yaygınlaşacağı düşünülüyor. Nitekim bu değişimin ne kadar bir süre içerisinde gerçekleşebileceğini belirlemek oldukça zor görünüyor.
Değişim ve yenilikler iş piyasalarını oluşturan temel dinamikler içerisinde bulunuyor. Dolayısıyla yetenekli ve nitelikli çalışanları ellerinde tutmak isteyen kurum ve kuruluşların, çalışan beklentilerini karşılayan bir yaklaşım geliştirmek zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
Esnek çalışma modellerinin yaygınlaşması ve çalışan yan hakları konusunda iyileştirmelerin yapılması ise bu sürecin başladığını gösteren işaretler olarak belirtiliyor. Aksi takdirde özellikle genç çalışanların daha esnek çalışma şartları sunan uluslararası şirketlere yönlenmesinin kaçınılmaz bir sonuç olacağı ifade ediliyor.
SONUÇ
Türkiye iş piyasaları özelinde fazla mesai ve iş kültürü yaklaşımı konularında yapılan araştırmalar, güncel sistemin değişmeye elverişli olduğunu gösteriyor. Ücretsiz fazla mesai koşulları altında çalışan ve mesai sebebiyle kendilerine yeterince kişisel zaman ayıramayan genç bireyler, geleneksel çalışma koşullarına alışmış çalışanlara kıyasla bu durumu daha kolay bir şekilde dile getiriyor.
İşe alım görevlilerinin çalışan beklentilerini karşılayan politikaları izlemesi ise çalışma ortamını geliştiren ve uzun vadeli verimliliği artıran bir yapıyı oluşturacak olan faktörler arasında bulunuyor. Yönetici pozisyonunda performans gösteren bireylerin bu kapsamda reaksiyon alması gerekiyor.