FETÖ 'Birim'i böyle kurguladı

Askeri mahrem imamlara, 'örgüt içinde örgüt' diyebiliriz. TSK, Emniyet, MİT, Yargı, Mülkiye, ÖSYM, TÜBİTAK gibi devlet kurumlarını FETÖ, 'mahrem yerler' diye kodladı.

FETÖ 'Birim'i böyle kurguladı

Haber: Ufuk Akkaya

Bu yıl 15 Temmuz'da, darbe girişiminin beşinci yılı dolmuş olacak. FETÖ'ye yönelik operasyonlar bu tarihten sonra hızlandı. Emniyet yapılanmasına yönelik operasyonların tarihi daha eskiye, 22 Temmuz 2014'e dayanıyor. Ancak bugün hala ajanslar, her gün farklı illerden operasyon haberi geçiyor ve ezici çoğunluğu TSK içindeki “mahrem yapıya” dönük.

Peki bunca yıldır örgüt hala çözülmedi mi?

Operasyonlar neden hala tamamlanamadı?

Süreç yavaş mı işliyor?

Darbe girişiminden dört yıl sonra bir FETÖ'cü tuğgeneralliğe nasıl terfi ettiriliyor?

İşte tüm bu sorulara yanıt bulmak için mahrem yapının şekline, örgütlenme modeli ve iletişim ağına bakmak gerekiyor.

NEDİR BU MAHREM YAPI

Kısaca “örgüt içinde örgüt” diyebiliriz. Yani FETÖ'nün “terör örgütü” olarak tanınmasından önce “legal” olarak görülen faaliyetlerinin dışında ve bu faaliyetlerden bağımsız örgütlediği, yönettiği ve devletin önemli kurumlarında, örgüt amaçları doğrultusunda çalışmak amacıyla yürüttüğü faaliyetler için kullandığı yapı.

17/25 Aralık operasyonlarından önce FETÖ; dershane işleten, gazete çıkaran, bankacılık faaliyetlerinde bulunan, yardım dernekleri kuran dini bir cemaat olarak tanınıyordu.

Örgütün bu “legal” faaliyetlerini yürütenler adıyla, sanıyla ortadaydı. Onların dershanelerinde çalışıyor, gazetelerinde yazıyor, “hoca efendiye” methiyeler düzüyor yani örgütten olduklarını ya da en azından örgüte sempati duyduklarını gizlemiyorlardı. Dolayısıyla suyun yüzeyindeki “pisliği” görmek kolaydı.

Ancak suyun içine girdikçe işler değişiyor. Çünkü örgüt, esas işlevini yürüttüğü suyun altında, deşifre olmama üzerine kurulu bir strateji ile örgütlenmişti. “Su altında” faaliyet yürüten elemanlar çocuk yaştan itibaren bu “Mahrem Hizmetler”de görev almak için hazırlanıyordu.

Öncelikle örgütün “Mahrem Yerler” diye kodladığı devlet kurumlarına bakalım:

TSK (Askeri liseler, Harp okulları, GATA)

Emniyet (Polis kolejleri, Polis Akademisi)

MİT

Yargı (Adalet Akademisi, Hakimler Savcılar, HSYK)

Mülkiye (Valiler, Kaymakamlar)

Bazı özel kurumlar (ÖSYM, TÜBİTAK, TİB)

FETÖ'nün “Mahrem Yerler” içerisinde hiyerarşik olarak öncelik verdiği ve adına “Özel Hizmet Birimi” dediği kurumlar ise TSK, Emniyet, MİT, Mülkiye ve Yargı. İşte örgüt, esas operasyon gücünü bu birimden alıyor dolayısıyla bu kurumlarda genel yapısından farklı, gizlilik esasına dayalı bir örgütlenme biçimi kullanıyor: Hücresel Yapılanma.

Bu tarz örgütlenmede mantık, bir örgüt mensubunun sadece kendi hücresindeki iki-üç kişi ile bir üst sorumlusunu ve/veya bir altında bulunan örgüt mensubunu tanıması esasına dayanıyor. Sadece hücreleri yöneten “abi”lerin birbiri ile irtibatı var. Bu tip yapılanmanın en önemli avantajı olası bir deşifre durumunda yakalanan kişinin kendi hücresi haricinde kimseyi ele vermemesi.

Ancak sıra örgütün en çok gözünü diktiği TSK'ya gelince işler biraz daha karmaşıklaşıyor. Zaten bugün de devam eden operasyonların TSK'ya dönük olmasının bir nedeni bu durum. Yetkililer emniyet, yargı gibi “Mahrem Yerler”deki yapılanmayı çok önce çözdü ve hızla çökertti. TSK'da ise ipin ucu 2017'de tutuldu ancak süreç, çorap söküğü gibi işlemedi. FETÖ'nün 1980'lerden beri sistemli olarak TSK'da örgütlendiği, 28 Şubat gibi dönemlerden geçerek bilendiği ve gizlilik konusunu özel olarak ele aldığı da hesaba katıldığında, işin neden tereyağından kıl çekmeye benzemediği anlaşılıyor.

BİRİM'İN ÖRGÜT ŞEMASI

TSK'da baştan sona hücre tipi örgütlenmeye giden FETÖ, birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturuyor. Bu üniteler, sivil abilerin/imamların sorumluluğunda üst düzey komutanlar (general, albay, yarbay, binbaşı), alt rütbede subaylar (teğmen, üsteğmen, yüzbaşı) ve astsubay gruplarından oluşuyor. Generaller ve kurmay subaylar genellikle tek kişilik hücre, astsubay ve altı rütbeler ise en fazla üçer kişilik hücre biçiminde yapılandırılıyor. Hücrelerin birbiri ile irtibatı yok ve askeri öğrenciler, aynı sınıfta bile olsa birbirlerini tanımıyorlar.

İşte FETÖ, TSK'daki bu “Mahrem” yapılanmasının adına “Birim” diyor. Her askeri kuvvetin (Kara, Hava, Deniz, Jandarma) başında bir sorumlu ve onların altında Türkiye'nin coğrafi bölgelerine göre ayarlanmış “Bölge Temsilcileri” var. “Bölge Temsilcileri”nden sonra aşağı doğru sıralama şöyle gidiyor: Müdürler, Müdür Yardımcıları, Öğretmenler, Öğrenciler.

Bu kategorilerin görev dağılımına kısaca göz atalım:

Müdür: İldeki askeri yapılanmadan sorumlu ve Temsilciye doğrudan bağlı.

Müdür yardımcısı: Müdür ile alt birimde görevli kişiler arasında irtibatı sağlamakla görevli. Aynı zamanda örgüt adına raporlama yapıyor ve Müdüre bağlı çalışıyor.

Bey: Öğrencilerden Öğretmenlere, onlardan da “Bilginlere” bilgi aktarmakla görevli. Teyide muhtaç ve araştırılması gereken bilgileri değerlendirmek ve incelemek de görevi.

Bilgin: Müdür Yardımcısı konumunda. Fişleme ve bilişim işlerinden sorumlu.

Öğretmen: Askeri personel ve askeri öğrencilerden sorumlu. Himmet toplama ve sohbet toplantıları düzenleme de görevleri arasında.

Öğrenci: Her kademeden askeri personel ve öğrenci.

IŞIK EVİNDEN ÖZEL EVE

Örgütün baştan sona, en ince ayrıntısına kadar düşünerek kurguladığı “Birim” yapılanmasında görev yapan kişiler de öyle sıradan değil. Örgütsel ideolojiye uygun olarak özel eğitimlerden geçiriliyorlar.

Büyük çoğunlukla ortaokul bazen de lise döneminde yani çocukken gittikleri “Işık evleri”nde “Talebe İmamları” tarafından belirleniyor ve örgüt bünyesine alınıyorlar. “Işık evleri”nden farklı sadece Mahrem Hizmetler'de kullanılan evlere yerleştirilen öğrencilere kod ismi veriliyor. İkişer üçer kişiden oluşan, birbirinden ayrı ve habersiz hücreler halinde, sözde abilerin sorumluluğuna verilen öğrenciler, hiçbir hücre diğer bir hücreden haberdar olmayacak şekilde, ayda sadece bir-iki kez örgütün evlerine gitmeleri sağlanarak askeri liseler ile polis koleji sınavlarına hazırlanıyor. Sınav sorularının ezberletilmesi, GATA'daki örgüt mensuplarınca gerekli raporlarda kolaylık sağlanması ve mülakatlardaki dalavereden sonra askeri okullara sokulan öğrenciler burada da Talebe İmamlarınca kontrol altında tutuluyor. Özetle, askeri mahrem yapılanmada örgüt, özel olarak seçip yetiştirdiği elemanlarını askeri okullara sokarak dikey örgütlenme stratejisini uyguluyor.

FETÖ HÜCRELERİ BÖYLE ÖRGÜTLÜYOR

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’nın 11 Aralık 2018 tarihli “FETÖ/PDY | Askeri Mahrem Yapılanması Kontörlü (Büfe) Sabit / Ankesörlü Telefon Hattı İle İletişim Modeli Değerlendirmesi” başlıklı rapordan:

"(…) askeri öğrenci olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine yerleştirdiği mensuplarını ikişer üçer kişiden oluşan, birbirinden ayrı ve habersiz hücreler halinde sözde abilerin sorumluluğuna vermiş, kod adı vererek gerçek isimlerini gizlediği bu örgüt üyelerinin, hiçbir hücre diğer bir hücreden haberdar olmayacak şekilde, ayda sadece bir-iki kez örgütün evlerine gitmelerini sağlayarak ya da dışarıda yüz yüze görüşerek deşifre olmalarının önüne geçmeye çalışmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerine sızan elemanların korunması, orduda tutunabilmesi ve arkadan gelenlerin önünün açılabilmesi için her türlü yol ve yöntemin uygulandığı anlaşılmıştır.”

“Örgüt tarafından seçilerek yetiştirilen elemanlar, örgütün hedefleri doğrultusunda kamu ve özel sektörde istihdam edilmektedir. Kamudaki örgütlenme anlayışı, herhangi bir cemaatin üyelerinin devletin kademelerinde yer almasının ötesindedir.”

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13 Ekim 2020 tarihli raporundan…

“(…) bir istihbarat örgütü gibi ‘kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar’ kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurt dışından idare etmesi ve Türkiye’ye gelmekten imtina etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı faaliyeti kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunması, diğer terör örgütleriyle temas kurması ve onlara istihbarat, lojistik, eylem tarzı türü destek sağlaması, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize bir terör örgütü olduğunu ortaya koyan unsurlardır.”

“Bilinen terör örgütlerinin aksine devleti ele geçirip onun silahlı güçlerini kullanmak üzere örgütlenmiş ve strateji belirlemiştir. Yöntemin farklı olması bu yapının silahlı olmadığını değil, tersine daha sinsi ve gizli olduğunu, terör faaliyetleri bakımından daha tehlikeli olduğunu göstermektedir.”

# fetö # tsk # operasyon # pdy # jandarma # MİT # emniyet # tübitak # yargı # ösym # GATA # general # PERSONEL # sohbet # mahrem imam # mülkiye # Binbaşı