Aysel Tuğluk Aydınlık'a konuştu

Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan'ın 1999 yılına ait sorgu görüntüleri hakkında Aydınlık'ın sorularını yanıtladı. İşçi Partisi ve Aydınlık'ı “ahlakdışı” davranmakla suçlayan Tuğluk, “Böyle bir yayıncılıkla çözüm süreci baltalanmak isteniyor. Lanetliyorum” dedi. Tuğluk, görüntülerin “montajlanmış” olduğunu iddia etti. Öcalan'ın “Taşeronum” ifadesiyle ilgili soruya ise, “Sinir oluyorum, böyle bir şey olabilir mi?” şeklinde karşılık verdi. Aysel Tuğluk'un sorularımızı yanıtlarken ses tonunun oldukça gergin olması dikkat çekti.

*Görüntüler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kirli bir yayın olarak değerlendiriyorum. Ben avukatlığını yapmış biri olarak, olaylara böyle bakmadığını ve işin içerisinde bir oynama olduğunu düşünüyorum.

*Nasıl bir oynama?

Türkiye'de çok kolay yapılıyor böyle şeyler. Farz edelim ki böyle bir şey var; hiç olduğuna inanmıyorum, böyle bir şey yapacağına inanmıyorum. Ben 6 yıl kendisini ziyaret ettim; aşağı yukarı siyaset tarzını, yöntemini, temel ilkelerde ne kadar tavizsiz yaklaştığını çok iyi bilen biriyim. Çok üzüntü verici. Çözüm karşıtı bir yayın olarak değerlendiriyorum.

*Peki ifadeler hakkında ne diyeceksiniz? “Taşeronum” diyor.

Yapmayın Allah aşkına. Sorarken bile sinir oluyorum gerçekten. Böyle bir şey olabilir mi ya?

*“İfadeleri kabul etmiyorum” diyorsunuz yani, öyle mi?

İfadeleri doğru bulmuyorum. Biliyorsunuz, montajlama yöntemi var. Çarpıtma olduğunu düşünüyorum. 6 yıl başka bir şey konuşup bunun kamuoyuna duyurulmasını isteyen bir kişi çıkıp Aydınlık bilmem nerden ele geçirmişse, kimse bunu veren, onlara bu beyanlarda mı bulunacak? Savunmaları ortada. Açıklamaları ortada. Ben Sayın Öcalan'ı Türkiye demokrasisi için bir şans olarak görüyorum. Ama maalesef böyle bir yayıncılıkla çözüm süreci baltalanmak isteniyor. İtibarsızlaştırılmaya çalışılıyor, oysa bir şans olarak görülmesi gerekir. Kötü bir oyun oynuyor bu yayını yapanlar, alet olanlar. Ben gerçekten ölümlerin devam etmesini isteyen bir zihniyetin ortaya attığı bir şey olarak görüyorum. Lanetliyorum. Bu kadar insanların, halkın geleceğiyle oynanmaz.

*Siz, “Görüntüler montajlanmıştır” diyorsunuz. Kayıtlardaki sesin Abdullah Öcalan'a ait olmadığını mı söylüyorsunuz?

Siyaset yöntemi bu değil. Bir sohbeti on parçaya bölersiniz, başka bir konuşmayı başka bir yere montajlarsınız. Yok mu yani? Türkiye'de bunlar daha önce de yapılmadı mı? Türkiye'de özellikle Kürtler söz konusu olduğunda her türlü komplo yapılmadı mı? Hepimize yaptılar. Hepimizi verdi basın bu şekilde. Bilmiyor muyuz, yaşamadık mı? 10 bin KCK'li böyle komplolarla tutuklanmadı mı? Yanı başımızda siyaset yapan arkadaşlarımız şemaların en tepelerine çıkarıldılar.

*Görüntülerin, 1999 yılına ait sorgu görüntüleri olduğu belirtiliyor...

Ben 6 yıl cezaevinde ziyarete gittiğimde, görüşe gittiğimiz ana kadar bizi neredeyse çırılçıplak soyuyorlardı. Bu kasetler nasıl dışarıya çıkıyor mesela? Kim çıkarıyor? Bir kere bu yönden bile baktığınızda işin içinde çok etik olmayan şeyler bulunuyor.

*Yayıncılığı ve siyaseti “etik” bulmuyorsunuz, ancak kayıtların içeriği ile ilgili pek bir şey söylemediniz...

Etik değil, içerik olarak da doğru bulmuyorum. 6 yıl kendisini ziyaret ettim, savunmalarını da biliyorsunuz. Şu anda da açıklamalarını herkes çok iyi izliyor. Kamuoyuna da sunduk. Bu beyanları var, onu esas alın. Kürtler onu esas alır. Zannetmeyin ki itibarı zedelenir. Kim bunu düşünüyorsa yanılıyor; hiç öyle bir şey olmaz. Bu ülkede çözüm karşıtı, kandan beslenen kesimler çok denediler ama sonuç alınmadı. Çok etik dışı, ahlakdışı buldum, o yüzden kusura bakmayın gergin cevap veriyorum size.

Gamze Çınlar / Aydınlık