Şinasi Kula yazdı: “Ben artık İşçi Partiliyim ağabey, üzerime gelme“

Şinasi Kula yazdı: “Ben artık İşçi Partiliyim ağabey, üzerime gelme“

Eskişehir Anadolu Gazetesi yazarı Şinasi Kula, "Adı Konmamış MHP!" başlıklı bir köşe yazısı yazdı.

İşte Şinasi Kula'nın köşe yazısı

"Hem köşe yazılarımda, hem ES TV’deki sabah programlarımda ısrarla vurgu yaptığım konuyu bir kez daha yinelemek istiyorum. Ben 78 kuşağı diye tanımlanan, devrimci bir gelenek içerisinde şekillenen “Türkiye Cumhuriyeti” yurttaşıyım. Çakma darbe karşıtları gibi laf salatası yapmam. Mamak zindanlarında, 18 yaşındaki kardeşinin cefasına tanıklık etmiş biriyim. Tüm acılarımıza rağmen, nice liboş (nice çakma sosyalist) gibi TC düşmanı olanlardan değilim. “Halkların kendi kaderini tayin hakkı” masalı ile ABD’nin kucağına oturarak devrimcilik yaptığını sanan maskaralardan hiç değilim! Bu ayrıntıları açıkladıktan sonra konu başlığına dönebilirim şimdi…

12 Eylül faşist darbesi öncesi her MHP’li bizler için potansiyel bir faşistti! Hayatın gerçeklerinin böyle olmadığını anladığımız bu günlerde olaya çok farklı gözle bakmayı öğrendik hepimiz. Tabanda nice insanın ülke sevgisinde samimi olduğunu, bölünmez bütünlükte samimi olduğunu ve Amerikan oyununu bozmak için gereğini yaptığını biliyorum. Televizyon programlarıma konuk aldığım Ülkücü gençlerle konuştuğumda; MHP üst yönetimindeki muhteremlerden çok daha iyi niyetli, “vatan paydasında çok daha gözü kara olduklarını gözlemliyorum.” O gençler dâhil olmak üzere, MHP’ye gönül vermiş tabandaki birçok insana sorular soruyorum. AKP iktidarının çıkardığı her yasanın altında neden partili milletvekillerinizin koşulsuz imzaları var diye yanıt istiyorum. Mahcup olup yanıt vermekte zorlananlar çoğunlukta olmak üzere bu yaklaşıma rest çekenleri biliyorum. “Ben artık İşçi Partiliyim ağabey, üzerime gelme diyen etkin bir isim de var örnek verebileceğim merak etmeyin! Kısacası bu partide üst yönetimden memnun olmayan çok kişiyi bizzat tanımaktayım…

MHP’de yaşanan en son olay kanımca taban tarafından sorgulanması gereken vahim bir olaydır. AİHM, İP lideri Doğu Perinçek’in, “Ermeni soykırımı yalandır” sözleri üzerine davalık olduğu İsviçre’nin temyiz başvurusu Strasbourg'da görüldü biliyorsunuz. Bu Türkiye’nin davası idi aslında, Perinçek’in şahsi davası değildi öyle değil mi? Ve bu Ulusal davaya onun beş yıl hapiste yatması sırasında iktidar olan AKP hükümetinden dahi temsilci vardı. CHP ve meclis dışındaki partilerden, en önemlisi de halktan destek vardı. Ama bir tek MHP’den yoktu bakar mısınız? Bu davada bizden de temsilci olması gerekir diye çıkış yapan Yusuf Halaçoğlu’na “istifa et öyle git” diye kapının gösterildiği konuşuluyor kamuoyunda. Benim Devlet Bahçeli’ye hiçbir sözüm olamaz! Onu iktidar ortağı iken de gördük, asamadığı zatı muhteremin nezdinde seçim meydanlarında halat şovu ile anımsamaktayız hala! Sözüm bu partinin tabanındaki namuslu unsurlaradır, sorum da onlaradır. “Mehmet Gül bu Ulusal davada bu kesimle omuz omuza(Rauf Denktaş dâhil)İsviçre’de Ermeni soykırımı yalandır” diyerek çığlık atıp bayrak gösterdi. Mehmet Gül ülküdaşınız değil mi, sırf ülke meselesinde buluştuğu kesime alerjiniz var diye onu da mı gözden çıkardınız? Yusuf Halaçoğlu memleket davasında olması gereken tepkiyi gösterirken “devletin başına devlet gelecek” diye slogan attığınız zat ona kapıyı göstermiş! Bu sloganı atarken bundan sonra neler hissedeceksiniz umarım biriniz bana açıklarsınız…

Gazetemizi ve ESTV’yi sürekli takip eden dostlarımızdan “Arap’ın Entarisi” başlıklı köşe yazıma iki tanesinin yorumunu paylaşmak istiyorum…

“CHP ve MHP bu yönetimlerle ve bu kafayla 10 seçime daha girseler hepsini kaybederler! Tek başlarına kaybetmelerinin belki önemi yok ama bu yüzden seçimi de AKP’nin kazanmasının aracı olurlar. Kendisini birisi ulusalcı, diğeri milliyetçi olarak tanımlayan (aslında aynı şey )bu iki parti tabanı "ortak" bir yeni oluşuma gitmedikçe ufukta hiç bir umut' ta yok bence? Özellikle bu partilerden, böyle bir tabanla böyle bir yeni oluşumu ilan etmeden yaşanacak kopmalar ise (Emine Ülker Tarhan misali) AKP'nin ekmeğine yağ sürmekten öteye geçmeyecektir. Her iki parti, AKP'nin siyaset mühendisliğinden ders almamışlar gibi görünüyor… Nebil Köken”

“Hani Eskişehir’in o tarihteki belediye reisi Kara Kamil, M. Kemal Atatürk’e; "Atam ne ettik ettik Galabak Suyunu gettik" demiş ya! Bunlarda Atatürk gelse şöyle derler."Atam ne ettik ettik partinin sonunu gettik" derler. Ama böyle içine etmeler aslan sosyal demokratların fıtratında var… Abdülkadir Yalınız”

ulusalkanal.com.tr