Gündüz kuşağı toplumu zehirliyor: Şiddet ve yozlaşma ekranlardan yayılıyor
Gündüz kuşağı programları eleştirilerin odağında. Reyting uğruna insan onurunun hiçe sayıldığı, kadın ve ailenin hedef haline getirildiği programlar, toplumsal yozlaşmayı derinleştiriyor.
Alanında yetkin olmayan kişilerin suçu ve suçluyu yorumladığı bu programlar, kimi zaman mahkeme kimi zaman karakol havasında ilerliyor. Reyting ihtiyacına göre senaryo evlendirme dairesine ya da bir tiyatroya dönüşebiliyor. Gelen eleştiriler ise “toplum izliyor” gerekçesiyle geçiştiriliyor.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Yönetim Kurulu üyesi Avukat Elif Eskin, gündüz kuşağı programlarının özellikle kadına yönelik şiddeti artırdığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Yaşanan son olay gerçekten çok içler acısı. Ahlaki yozlaşmanın açık bir örneği olarak toplumun karşısına sunuluyor. Elbette gerçekler saklanmasın, ancak bu durumun bir tiyatro sahnesinde sergilenir gibi ekranlara taşınması doğru değil.”
Eskin, bu programların olumsuzluğu yeniden ve yeniden ürettiğini belirterek, “Seyirciye adeta bir sahne sunuluyor. Programlarda yer alan avukat ve psikologlarla bu içerikler meşrulaştırılmaya çalışılıyor” dedi.
Toplumda çözümsüzlük algısının yayıldığını söyleyen Eskin, şu uyarılarda bulundu:
“Bu yayınlar sadece bireysel değil, toplumsal şiddeti de körüklüyor. Kadına yönelik şiddetin yaygınlaşmasına ve milli kültürden uzaklaşmaya zemin hazırlıyor.”
Medyanın kamuya hizmet görevi taşıdığını hatırlatan Eskin, yayıncılara ve RTÜK’e sorumluluk düştüğünü vurguladı:
“Olumsuz örnekler yerine güçlü kadın karakterlerin yer aldığı içerikler teşvik edilmeli. RTÜK, özel yayın kuruluşlarını hem teşvik etmeli hem de gerektiğinde yaptırımlarla yönlendirmeli.”
Eskin, toplumsal tepkinin önemine de dikkat çekti:
“Televizyon bir ayna gibidir. Vatandaşın, doğru yayın ve içerik talep etmesi son derece kıymetlidir. Tepki gösterilmediği sürece bu yozlaşma yayılmaya devam eder.”
Kaynak: Ulusal Kanal Haber Merkezi