Rusya'nın NATO kışkırtmasına karşı harekatı ne aşamada?

Ulusal Kanal Ankara Temsilcisi Yakup Aslan'ın sunduğu Ulusal Kanal Özel Yayınına Moskova Üniversitesi Konuk Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek, Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa, Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Hasan Ünal ve Avrasya İncelemeleri Merkezi Uzmanı Gözde Kılıç Yaşın konuk oldu. Programda Rusya'nın NATO kuşatmasına karşı yapmış olduğu harekat, Doğu Akdeniz'de son durum, iç politikada yaşanan gelişmeler, ekonomide milli çözümü ele alındı.

Ulusal Kanal Ankara Temsilcisi Yakup Aslan'ın sunduğu Ulusal Kanal Özel Yayınına Moskova Üniversitesi Konuk Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek, Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa, Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Hasan Ünal ve Avrasya İncelemeleri Merkezi Uzmanı Gözde Kılıç Yaşın konuk oldu. Programda Rusya'nın NATO kuşatmasına karşı yapmış olduğu harekat, Doğu Akdeniz'de son durum, iç politikada yaşanan gelişmeler, ekonomide milli çözümü ele alındı.

Mehmet Perinçek, Rusya'nın Ukrayna'da başarıya ulaşacağını söyledi. Putin'in St. Petersburg Ekonomi Forumun'da yaptığı konuşmanın önemini vurguladı. Türkiye'nin sınır bölgesindeki harekatı ve Rusya'nın Ukrayna harekatının Avrasya güçlerinin birliğine katkıda bulunduğunu söyleyen Perinçek şöyle konuştu: 

- Rusya'nın Ukrayna operasyonu devam ediyor. Geçen hafta St. Petersburg Ekonomi Forumun'da Putin konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada kararlılık dile getirildi. Bir diğer taraftan Türkiye'nin barış görüşmeleri konusunda çeşitli adımlar oluyor. Erdoğan ile Putin görüşmeleri burada önemli. Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna arasında arabuculuk Batı ülkeleri karşı çıktı. İstanbul görüşmelerinde önemli bir mesafe kaydedilmişti. Hemen arkasından Buca provokasyonun ortaya çıkması İstanbul görüşmelerini olumsuz etkiledi. Bunu hem Türk hem Rus yetkililer çok defa dile getirdi.

Türkiye'nin Suriye politikasında soru işaretleri olduğunu söyleyen Perinçek soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini belirtti. Perinçek'in konuşmasında öne çıkan başlıklar: 

- Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik çeşitli adımlar da sinyallerini veriyor. Rusya Türkiye'nin Suriye'de yaptığı harekata karşı olmadığını Lavrov'un ağzından açıkladı. Türkiye PKK ve PYD güçlerine karşı mücadele konusunda işbirliği zemini de oluştu Rusya ile. İdlib ve Fırat'ın doğusunun tek cephe olması be işbirliği zemininin gerçekleşmesi açısında oldukça önemli. ABD'nin bu işbirliğinin gerçekleşmemesi için planları var. ABD'nin kukla Kürdistan projesinden, oradaki özerk oluşumlarına kadar bölgeyi tehdit ettiği açık. Buna karşı Şam, Rusya ve Türkiye bir araya gelmek zorunda. Yobaz terörün kontrolü altındaki bölgeleri Şam yönetimine devretmek gerekir. Avrasya'nın güvenliği açısından oldukça önemli bir durum var. Ankara o bölgenin asli sahibi olan Şam yönetimiyle işbirliği içerisinde yapması çok doğru olacak. Türk Ordusu bölgedeki bölücü güçleri temizledikten sonra orada kendi yönetimini kuracak? Orada bankalar mı açacak? Ya da Suriye yönetimine mi devredecek? Böyle soru işaretleri var. Bu Rusya'dan da önce Şam ile işbirliği içerisinde konuşulmalı. Türkiye'nin dostlarına Tahran, Moskova ve Suriye'ye güven vermek istiyorsak bu soru işaretlerini ortadan kaldırmak gerekli. 
- Bütün gelişmeler bize ABD'nin istediğini gerçekleştiremediğini gösteriyor. Buna karşı Rusya da adım adım başarıya ulaşıyor. Hem askeri hem ekonomik alanda ABD başarıya ulaşamadı. Rusya ABD'nin Afganistan'da yaptığı gibi bütün şehirleri dümdüz etmek gibi bir yaklaşım da sergilemiyor. Buna karşı oradaki Neonaziler sivilleri kalkan yapıyor. ABD Rusya'yın dikkatini Donbass'tan çekmeye çalıştı. ABD Moldava'da kışkırtma yaptı örneğin. Yani savaşı genişletme derdindeydi. Ama Rusya bu provakasyona gelmedi. Ekonomik olarak da ABD istediğine ulaşamadı. Çin ve Rusya arasında ekonomik birliktelik daha da gelişti. Geçen hafta Petersburg Ekonomik Forumun'daydım. İlginç önemli bir oturum yapıldı. Yeni ödeme sistemleri kuruldu. Rusya, Türkiye, Venezuela, Mısır gibi ülkelerin Merkez Bankası temsilcileri bir araya geldi. Milli ödeme sistemleri konuşuldu. ABD'nin finansal, banka alanındaki hakimiyetinin de kırıldığını orada görmüş oldum. ABD kendisine baş kaldıran ülkeleri izole etmek istiyordu. Ama kendisini izole etti. 

İhsan Sefa, Rusya'nın Donbass bölgesine doğru harekatı kaydırmak durumunda kaldığını söyledi. Fakat Rusya'nın bu aşamada son derece başarılı olduğunu belirtti. Biden ve Batı'nın Minsk Antlaşmasına karşı olduğunu Zelenski'yi Putin'le anlaşmaktan vazgeçirenin ABD ve Batı olduğunu söyledi. İhsan Sefa'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

- Rusya harekatının çoktan bitmesi lazımdı. Donbass bölgesiyle sınırlı kalması lazımdı. Bütün Ukrayna'ya harekat yaparak Zelenskiy'i istifaya zorlamak amacı güdüldü. Ama bu konuda başarılı olamadı Rusya. Rusya bunun için Kiev'in içine girmeyip geri döndü. Şuan Donbass bölgesine yoğunlaştı. Orada harekat devam ediyor. Güneyde Mariupol'de harekat devam ediyor. Bu harekat devam ediyor. Başarılı da olacak. Bence Rusya kısa sürede askeri hedefine ulaşacak. Rusya Donbass bölgesindeki terör unsurlarını temizlemek istiyor. Oranın bağımsızlığına kavuşmasını sağlamak istiyor. 2014-2015 Minsk Antlaşması'na uyulmasını istiyor. Ben daha önce de söyledim. Harekattan 1 saat önce Putin ve Zelenski anlaşmıştı Minsk antlaşması konusunda. Zelenski 1 saat sonra fikrini değiştirdi. Çünkü Biden ve Batı Minsk Antlaşması'na karşı. Ama gene de Rusya son aşamaya gelmek üzere. 
- Ukrayna harekatı başladığı zaman tarafımızın belli olması lazımdı. Bizim tarafımız Rusya tarafı olmalıydı. Doğu Akdeniz'de, Suriye'de hep karşımızda NATO var. PKK ve terör örgütlerini başımıza NATO musallat ediyor. Rusya NATO ile savaşırken bizim tarafımız Rusya olmalı. Bugün Doğu Akdeniz'de yok sayan ABD ve NATO. Bir de Yunanistan, Yunan yönetimi bir piyon. 
- Hükümet niye Davutoğlu politikasını sürdürüyor. Kıbrıs'ı kim tanır Amerika mı tanıyacak tanımaz, Yunanistan, Fransa, İngiltere hiç tanımaz. Kıbrıs'ı tanıyacak olan devletler Asya ülkeleridir. İran bize ucuz petrol verecekti ancak biz hep sırt çevirdik. Türkiye'nin menfaati Irak, İran, Suriye, Rusya ve Asya ülkeleriyle birliktedir.

Hasan Ünal, çok kutuplu dünyanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti. ABD'nin kaybettiğinin, Rusya'nın Ukrayna harekatında açık bir şekilde ortaya çıktığını söyledi. Fakat Batı'nın medya alanında üstün olduğunu belirtti. Ünal'ın açıklamasında öne çıkan başlıklar şu şekilde:  

- Üç farklı savaş meydana geliyor şu anda. Rusya ve Ukrayna arasında devam eden bir savaş var. Rusya üstünlüğü tamamen ele geçirmiş durumda. Ukrayna Batı ülkelerinden yoğun bir askeri destek almasına rağmen. İkincisi medya savaşı. Burada Batı'nın ezici bir üstünlüğü var. Üçüncü savaş da şöyle: Dünyayı çok kutupluluğa çevirmeye çalışan güçlerle ABD'nin egemeni olduğu tek kutupluluk isteyen güçler arasında kıyasıya bir mücadele var. Rusya ekonomik cephede Batı'nın kendisine uyguladığı ekonomik yaptırımlara karşı mücadelesini veriyor ve hatta başarılı oluyor. Fransız bir iktisat profesörü bir analiz yaptı. Yıllık 1.5 milyar gelirleri var. Ekonomik olarak ezeriz anlamına geliyor bu. Ama emtia üzerinden gittiğimizde de Rusya'nın ezici bir üstünlüğü var. Hizmet sektörünün çıkartılması halinde Rusya 4 trilyon milli gelire ulaşıyor. Bu alanda da Rusya'nın ezici bir üstünlüğü var. Burada Rus ekonomisinin dayanıklılığı ortaya çıkıyor. Putin'in çok iyi bir hazırlık yaptığını görüyoruz. Batı'nın yaptığı yatırımlar Rusya'dan ziyade Batı'ya daha çok zarar veriyor.
- Batı yeni kurulan dünya düzeninde Putin'e yer vermek istemedi. Ama son zamanlarda utangaç bir tavırla şu fikirlerin çıktığını görüyoruz. Rusya epey karşılık veriyor. Yani ABD'nin planı istediği gibi gitmiyor. Bunu ABD gazeteleri yazıyor. 
- Çin şuanda dünyayı çok kutuplu yapmak istiyor. Bu konuda da yalnız değil. Rusya-Ukrayna hadisesinde çok kutupluluk isteyen birçok devlet gördük. Bu da ABD'yi şaşırtan bir durumdu. Böyle bir gidişat var. Dünya siyasi tarihinin temel düzeni olan çok kutupluluk geri geliyor. Tek kutupluluk istisna bir dönemdi. ABD üstünlüğünü birkaç yıl sürecek. Çünkü Çin kesinlikle ABD'yi geçecek. Bu iş 2030'da bitecek. Bunu ABD stratejistleri söylüyorlar. Bunu kendileri görüyor. Tek kutuplu dünya düzeni kaçınılmaz zayıflayacak. Çok kutupluluk yükseliyor. Potansiyel olarak Brezilya gibi ülkeler de büyük güçler kategorisine girecek. Orta büyüklükte güçler de olacak. Türkiye, İran bu tarz ülkelerden. Almanya gibi Fransa gibi İngiltere gibi ülkeler de önemli devletler olacak. Türkiye'de bu gruba dahil olacak. 
- Türkiye nasıl hazırlanmalı? NATO bazen gevezelik kulübü gibi davranıyor. Bazen de askeri ittifak gibi davranıyor. Litvanya gibi basit bir ülke Rusya'ya nasıl kafa tutuyor?  NATO Rusya'ya kafa tutuyor aslında. Rusya'yı şeytan ilan etti NATO. Türkiye bu durumu asla kabullenemez. NATO'nun Rusya kışkırtmalarına gelmemeli. Çok kutupluluğun bize sunduğu fırsatlar çerçevesinde Rusya'yla ilişkiler geliştirmeliyiz. 
- Rusya ile Yunanistan dolayısıyla Rumların ilişkisi tarihine baktığımız zaman bugünkü kadar kötü olmadı. Yunanistan tam masasıyla ABD'nin uzak karakolu haline geldi. Bunu Rusya'ya karşı yaptıklarını da açık açık söylüyorlar. Yunanistan tümüyle topraklarını Rusya'ya karşı kullanılmak için ABD'ye açmış durumda.
-  Çok kutuplu bir dünya düzeninde Rusya'nın Kıbrıs'ta tek devletli bir çözüm istemesinin bir anlamı kalmadı. Birleşme olursa Kıbrıs adası bir NATO toprağı olur. Rusya bu anlamda adada birleşme olsun istemez. 
- Suriye konusu 11 yıldır dış politikamızı rehin almış durumda. KKTC'nin tanınması Rusya'nın, Suriye hükümeti ile anlaşmak Türkiye'nin yararına. Ruslar böyle bir iş birliğine daha yatkın. Ülkemizin Suriye politikası böyle bir işbirliğine izin vermiyor. Türkiye'nin bir eylem planına ihtiyacı var. 
- Siz Suriye konusunda adım atmazsanız ... Örneğin Kırım konusunu geçen Eylül ayının sonuna kadar mızrak oluyordu Alllah'tan Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşme sonrası Dışişleri Bakanlığı sustu yada susturuldu. 
- Suriye ile uzlaşma şartlarından biri KKTC' yi tanıma olsa ölmüş eşek kurttan korkmaz diye bir laf Batı ile bütün köprüleri atmış olan bir Suriye yönetimi KKTC'yi tanımaktan neden korksun ki.

Gözde Kılıç Yaşın ABD'nin Karadeniz'e girmek istediğini söyledi. Özellikle Romanya'nın da ABD'yi Karadeniz'e sokmak istediğini belirtti. Yaşın'ın, açıklamasında öne çıkan başlıklar şu şekilde: 

- Baltık ülkeleri ve Polonya hep Rusya'yı dağıtma kışkırtması içindeler. Romanya'da NATO'yu Karadeniz'e çekme çabası içine 2004'ten beri. ABD'nin giremediğimiz tek deniz Karadeniz gibi bir yaklaşımı var. ABD Karadeniz'e girmek istiyordu. Bunun zeminini hazırlayacak bir takım hareketler görüyoruz. Medya savaşı üzerinden de Ortodoks dünyayı dizayn etmek istiyorlar. ABD bunu Fener Rum Patrikhanesi üzerinden yapıyor.  Romanya burada hep atılgandı. Hep ABD'yi Karadeniz'e sokmaya çalıştı. 
- Ukrayna'da ayrılan kilise var örneğin. Moskova'dan ayrılıp milli bir kilise olmak istedi. Ama ABD'ye bağlandı. ABD kontrol edilebilir bir Ortodoks kilisesi istiyor. AB'de Moskova'ya bağlı kiliseler yerine daha Batılı görünen kiliseler istiyor. Kırım'a Rusya'nın girmesinden çok önce başladı bu yaklaşım. 
- Hasan hocam söyledikçe inanasım geliyor olursa iyi olur olabileceği en iyi dönem bu dönemdir. Kıbrıs kilisesinin Moskovo'yla ilişkisi vardı. Metropolitlerinin yarısı Amerika yarısı Rusya'yla ilişkiliydi ancak son süreçte Batı tarafına geçti. Rusya'nın tanıması için altın çağı yaşıyoruz. Ayrı ayrı ülkelerle iletişim kurmak gerekirken başı yoğun olduğundan hareketle buna yönelmiyor. Rusya'nın Kıbrıs'ı tanıma kararı etkili olacaktır. Türkiye NATO üyesi olduğundan dengeleri korumaya çalışıyor ve Batı'daki masasını kaybetmek istemiyor. Asya hazırsa Türkiye'de hazırdır aslında. Türkiye'nin istemiyorum deme şansı yoktur Rusya ve Asya'da karşılığı varsa Türkiye derhal değerlendirmelidir.

Hakan Topkurulu, ABD'nin hem ekonomik olarak hem askeri olarak kaybettiğini söyledi. ABD'nin Rusya yaptırımlarının Rusya'dan ziyade ABD'yi ve özellikle Avrupa'yı vurduğunu söyledi. Topkurulu, şu açıklamaları yaptı: 

- Dünya farklı bir sürece girdi. Rusya- Ukrayna diye bir çatışma yok. Atlantik ile Avrasya arasında bir çatışma var. Ukrayna ile Yunanistan paravan ülkeler. Batı'nın yaptırımları ABD'nin Batı'ya karşı yaptırımları gibi duruyor. Yapılan yaptırımlar Rusya'dan çok Avrupa'yı vuruyor. ABD'de ve Batı'da da çok ciddi bir enflasyon var. Ekonomik olarak ABD baskılıyor doğru ama Avrupa kesinlikle patlak verecek. İlk sinyal Fransa'dan geldi. Macron iktidarı epey sarsıldı. Le Pen güçlenmesini böyle okuyorum ben. Macron birinci parti çıkmasına rağmen Le Pen milletvekili sayısını 10 kat arttırdı. Le Pen'e hep ırkçı diyorlar. Hayır tam tersine Avrupa'da millicilik yükseliyor. Bunun en belirgin örneği Fransa. Alman ekonomisi de çok büyük bir sarsıntı geçiriyor. Bu Almanya'da da patlayacak. Almanlar diyorlar ki Rus gazı olmadan bizim ekonominin çarkı dönmez. 2000'li yılların başından itibaren Çin'in dünyanın üretim gücü olarak ortaya çıkması ABD'nin üretim gücünün düşmesi, 2008 yılında ciddi bir hasar gördü ABD ve Batı. Amerikan ekonomisi bu krize kendi içinde para basarak cevap vermeye başladı. ABD 2022 yılına kadar basılan parayı 9 trilyona çıkardı. Görünen o ki enflasyonu durdurma çabası ABD ekonomisinde resesyonu tetikleyecek. Dünya ciddi bir karara doğru gidiyor. Tek kutuplu dünya bitti. Atlantik'in Rusya'ya silahlı olarak müdahale edememesi tek kutuplu dünyanın bittiğinin göstergesi. ABD dolar saltanatı da bitti. Milli paralar uluslararası ticarette geçerli olmaya başlayacak. 
# istanbul # abd # türkiye # rusya # Ukrayna # erdoğan # iran # pkk # suriye # çin # terör # cumhurbaşkanı # almanya # ulusal kanal # türk # fransa # Afganistan # nato # Ulusal # üretim # ilk # son