Atatürk'ün Çanakkale Savaşı'nda yazdığı mektup
Kurşunlar vızıldıyor, toplardan atılan şarapneller yağmur gibi Mehmetçiğin üzerine yağıyordu. Conkbayırı'nda düşmana direnen askerin mermisi bitmişti. Miralay Mustafa bey mermisi biten askere süngü taktırdı ve şu emri verdi: “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.” Atatürk o emri hangi şartlarda verdiğini, cephede arkadaşı Madam Corrine'ye yazdığı mektupta anlatmıştı.
"Cehennem hayatı yaşıyoruz..."
Atatürk, Çanakkale Savaşı sırasında arkadaşı Madam Corrine'e yazdığı mektupta bu ifadeleri kullanmıştı. Zira bu sözler, yaşanan çetin mücadelenin boyutlarını da gözler önüne seriyordu.
4-5 Haziran 1915’te İngilizler gece Arıburnu cephesindeki siperlere saldırmıştı. Düşmana karşı verilen mücadeleyi, sabaha karşı Düztepe’deki karargahından Tümen cephesine gelen Atatürk yönetiyordu.
19. Tümen birlikleri, işgal edilen siperleri düşmandan geri aldı. 29 Haziran 1915’te, Başkomutan Vekili Enver Paşa, Şehzade Ömer Faruk Efendi ve İstanbul Milletvekili Hüseyin Cahit Yalçın, Gelibolu’da 5. Ordu Karargahı’nı ve Kemalyeri’ni ziyaret ettikten sonra Düztepe’de 19. Tümen Karargahı’nda Atatürk ile buluştu.
16 Temmuz 1915’te gazeteci, yazar ve şairlerden oluşan bir heyet Gelibolu’ya giderek 5. Ordu ve 3. Kolordu karargahlarını gezmişti. Heyet, Atatürk'ü ziyaret etmek istiyordu ancak Cesarettepesi’ne giden yol düşman kontrolündeydi. Bu nedenle Atatürk'le telefonla konuşabildiler.
20 Temmuz 1915 tarihinde Mustafa Kemal, arkadaşı Madame Corinne'e bir mektup kaleme aldı. Ve şu ifadeleri kayda geçti;
"Burada hayat o kadar sakin değil. Gece gündüz, her gün çeşitli toplardan atılan şarapneller ve diğer mermiler başlarımızın üstünde patlamaktan hal kalmıyor. Kurşunlar vızıldıyor ve bomba gürültüleri toplarınkine karışıyor. Gerçekten bir cehennem hayatı yaşıyoruz. Çok şükür, askerlerim pek cesur ve düşmandan daha mukavemetlidir. Bundan başka hususi inançları çok defa onları ölüme sevk eden emirlerimi yerine getirmelerini kolaylaştırıyor. Filhakika onlara göre iki semavi netice mümkün. Ya gazi ya da şehit olmak. Bu sonuncusu nedir bilir misiniz? Dosdoğru cennete gitmek."
